Kolon Rektum Kanserleriyle İlgili
En Sık Sorulan Sorular
Kanser hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Kolon ve rektumdan kaynaklanan tümörler sıklıkla 50 yaşından sonra sık görülürler. Poliplerin varlığı genellikle kolorektal kanser oluşumuna zemin hazırlar. Polipler barsak lümenine doğru büyüyen, iç tabakadan kaynaklanan ve başlangıçta kanser olmayıp, zamanla kansere dönüşebilen yapılardır.
Polipler çoğu zaman ağrı veya başka bir şikayete yol açmazlar. Bazen kanamaya yol açabilir ve büyük abdestte kan görülmesiyle belirti verebilirler. Genetik ve ailesel bir yatkınlık yoksa kansere dönüşme genellikle 40 yaşın altında pek görülmez. Rutin tıbbi inceleme kolorektal kanserlerin erken dönemde saptanmasına yardımcı olur. Bu da başarı şansını arttırır. Büyük abdestte gözle görülemeyecek kadar küçük kan miktarını saptayan basit testler evde bile kolayca uygulanabilir.
Polipler ve kolon kanserleri genellikle meyve, sebze ve liften fakir beslenen batı toplumlarında daha sok görülür. Sigara ve alkol tüketimi polip oluşumu riskini arttırmaktadır. Kalsiyum, folik asid ve liften zengin diyetin kolorektal kanser riskini azalttığı bilinmektedir. Bazı Non-steroid anti inflamatuar (anti romatizmal) ilaçların da poliplerin kansere ilerlemesini önlediği ile ilgili yayınlar bulunmaktadır.
Kanser riskini saptamak için taramaya karar vermeden önce, hasta özelinde bir risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Birkaç basit soru bile risk grubunuzu belirlemeye yardım edecektir.
-Ailenizde kolorektal kanser öyküsü var mı?
-Varsa birinci derece akrabada mı, kaç yaşında görülmüş ve kaç kişi?
-Daha önce sizin kolorektal polip veya kanser öykünüz var mı?
-İnflamatuar barsak hastalığınız var mı?

SORU: 40 yaşında bir erkeğim. Ailemde kolorektal kanser veya polip öyküsü yok. Kolon kanseri için taramaya başlamalı mıyım? Bu kanser için farklı test tipleri nelerdir?
Aile öykünüz olmadığı için kolorektal kanser açısından ortalama risk grubundasınız. Orta risk grubundaki erkekler 40 yaşından itibaren kolon rektum kanseri için tarama testlerine başlamalıdır. Orta risk grubundaki erkekler için erken evre lezyonları ve polipleri saptamak amacıyla önerdiğimiz tarama testleri şunlardır:
- Gaitada gizli kan: Bu test büyük abdestteki çıplak gözle görülemeyecek miktardaki kanın saptanmasını sağlar. Orta risk grubundaki erkekler için bu test 50 yaşından itibaren her yıl yapılmalıdır.
- Fleksibl sigmoidoskopi: Fleksibl sigmoidoskopi yaklaşık 1.5 cm çapında bir optik cihaz kullanılarak rektum ve kolonun son üçte birinin incelenmesini sağlayan bir işlemdir. Bu test 5 yılda bir, yıllık gaitada gizli kan testi ile birlikte uygulanmalıdır.
- Baryum enema ile air-kontrast X-ray Grafi: Bu test tüm kolon ve rektumun baryumla doldurularak, sonra da hava verilerek röntgen filminin çekilmesiyle yapılır. Bu test te bazen sigmoidoskopiyle kombine olarak 50 yaşında başlamak üzere 5 yılda bir önerilmektedir.
- Kolonoskopi: Bu tetkik optik cihazlarla tüm kolonun iç tabakasının gözlenmesini sağlar. Yatış gerektirmeden, ayaktan yapılabilen bir işlemdir. İşlem sırasında anestezi verileceğinden herhangi bir kötü his yaşanmamaktadır. 50 yaşından itibaren 10 yılda bir önerilir.
SORU: Büyük abdestimde biraz kan gördüm. Kolon veya rektum kanseri olabilir miyim?
Kolorektal kanserlerin en erken belirtileri kanama olabilir. Fakat büyük abdestinizde kan gördüyseniz hemen paniklemeyin. Sadece kolon kanseri değil, bir çok farklı hastalık kanamaya neden olabilir. Ancak bu bulgu ihmal edilmeyecek kadar da önemlidir. Büyük abdestte kan gördüyseniz mutlaka bunun doğru tanısı ve etkenin tedavisi için harekete geçmelisiniz.
Kolon kanserinden şüpheleniyorsanız diğer belirtiler konusunda da dikkatli olmalısınız:
- Barsak hareketlerinde değişiklik, kabızlık veya ishal
- Alışılmadık karın ağrıları, gaz problemi
- Büyük abdest çapında incelme
- Büyük abdeste çıkıldığı halde tam boşalmama hissi
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Halsizlik
SORU: Kolon ve rektum kanserinden nasıl korunabilirim?
Kolon kanseri hemen tüm dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olduğu için, halen bilim adamlarının bu hastalığın nedenleri ve nasıl korunulabileceği konusunda araştırmaları devam etmektedir.
Henüz neden birileri kolorektal kanser olurken diğerlerinin olmadığını net olarak bilmiyoruz. Ancak bilinen bir gerçek, kolon kanserinin bir kişiden diğerine bulaşacak bir hastalık olmadığıdır. Bireylerin kolon kanseri riskini azaltmak için yapabilecekleri bazı şeyler de vardır. Örneğin kolorektal polipleri olan kişiler bunların alınması için harekete geçmelidir. Aynı zamanda beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, diyetteki yağ ve kızarmış ürün, et ürünleri azaltılırken lif oranını arttırılması etkili korunma önlemleridir.

SORU: Kolorektal kanser gelişimi için risk faktörleri nelerdir?
Bazı kişiler kolorektal kanser riski açısından diğerlerinden daha şanssızdır. Çalışmalar bazı faktörlerin kişisel riski arttırabileceğini göstermiştir:
- Polipler: Kolorektal kanserlerin çoğu poliplerden gelişir. Polipler başlangıçta iyi huyludur. Ancak zamanla kansere dönüşebilirler. Poliplerin saptanması ve çıkarılması kolorektal kanserden korunmanın önemli bir yoludur.
- Yaş: Kolorektal kanserler genelde 50 yaş ve üzerinde ortaya çıkarlar ve risk yaşla birlikte artar.
- Aile Öyküsü: Yakın akrabalarında kolorektal kanser öyküsü olan kişilerde hastalığın gelişme riski daha yüksektir. Aynı ailede birden fazla kolon kanseri olması durumunda risk daha da yükselmektedir. Bu duruma ailesel kolon kanseri veya familial kolon kanseri denir.
- Familial polipozis: Kalıtımsal olan bu hastalıkta kolon ve rektumda yüzlerce polip gelişir. Zaman içinde bu polipler kanserojen dönüşüm gösterebilirler. Bu durum tedavi edilmedikçe familial polipozisi olan kişiler neredeyse daima kolorektal kanser riski altındadır.
- Diyet: Kolon kanseri riski yağdan zengin, meyve, sebze ve liften fakir beslenen kişilerde daha yüksektir.
- Ülseratif kolit: Bu hastalık temel olarak kolonu kaplayan tabakanın iltihabıdır. Ülseratif koliti olan hastalarda kolon kanseri gelişme riski normal kişilerden daha yüksektir. Risk hastalığın süresiyle paralel olarak artar.
SORU: Kolon veya rektum kanserini saptamak için ne yapabilirim?
Birçok sağlık problemi gibi, kolorektal kanserler de erken saptanıp, tedavi edildiğinde daha iyi sonuçlar almak mümkündür. Tedavi hastalık yayılmadan önce yapılabilirse çok etkili olacaktır. Aşağıdaki kılavuzlar kolorektal kanserin erken saptanmasında sizin alabileceğiniz aktif rolü göstermektedir:
- Düzenli rutin kontroller sırasında mutlaka parmakla rektal muayene yapılmalıdır. Bu sayede kolorektal kanserlerin yarıya yakınını oluşturan rektal kanserler kolayca saptanabilir.
- 40 yaşından itibaren yılda bir gaitada gizli kan testi yapılmalıdır. Bu test henüz gözle görülemez boyuttaki kanamaları dahi saptar. Kanser dışında bir çok neden de kanamaya yol açabilir ama en azından nedenin araştırılması için bir uyarı olacaktır.
- 50 yaşından itibaren her 3-5 yılda bir sigmoidoskopi veya kolonoskopi yapılmalıdır. Bu sayede polipler erken evrede saptanıp çıkarılabilir ve kolorektal kansere dönüşmeleri engellenir.
- Daha yüksek risk grubunda olan hastalar bu taramaların sıklığı konusunda özel olarak değerlendirilmelidir.
SORU: Kolorektal kanserin belirtileri nelerdir?
Kolorektal kanserden şüphelenmeyi gerektiren erken belirtiler şunlardır:
- Barsak alışkanlıklarında değişiklik
- İshal veya kabızlık
- Büyük abdestte parlak kırmızı veya koyu renkte kan
- Normalden daha ince büyük abdest
- Karında huzursuzluk, şişkinlik, gaz
- Sık gaz ağrıları
- Defekasyondan sonra tam boşalmama, rahatlayamama hissi
- Nedensiz kilo kaybı
- Sürekli yorgunluk
Bu belirtiler ülser, iltihabi kolon hastalıkları ve hemoroidlerde de görülebilir. Fakat bunların ayrımını ancak bir doktor yapabilir. Bu belirtiler sizde varsa mutlaka muayene olmalısınız. Nedenin ne olduğu saptanacak ve kolorektal kanser olasılığı ortadan kaldırılacaktır. Kanser çıkacak korkusuyla muayene ve tetkikten kaçmak ancak hastalığın ilerlemesine yarar.

SORU: Kolorektal kanser tanısı nasıl konulur?
Belirtilere neyin neden olduğunu aydınlatmak için size bir takım sorular sorulacaktır. Kişisel ve ailesel öykünüz önemlidir. Ardından fizik muayene ve bazı testler gelecektir.
- Radyolojik testler: Kolon ve alt sindirim sisteminin görüntülenmesi için beyaz, ayran kıvamında bir madde olan baryum barsağa doldurulup, ardından hava verilerek film çekilebilir. Bu sayede kalınbarsaktaki bir çok patoloji saptanabilir.
- Kolonoskopi: Işıklı bir kamera aracılığıyla tüm kalınbarsak yüzeyi incelenebilir. Gerekirse parça alınabilir, polipler tamamen çıkarılabilir. Bu polipler kanser hücreleri açısından patolojide incelenir. Poliplerin çoğu iyi huyludur ancak ayrım ancak patoloji ile yapılabilir.
Patolog kanser saptarsa evrenin belirlenmesi gerekir. Eğer kitle tamamen çıkarıldı, cerrahi sınırlar temiz ve etrafta yayılım yoksa sadece endoskopik işlem bile tedavi için yeterli olabilir. Evreleme için radyolojik tetkikler, ultrason veya tomografi gerekebilir. Öncelikle de akciğer ve karaciğer taranır. Çünkü kolorektal kanser bu organlara yayılmaya eğilimlidir. Karaciğer fonksiyonlarını belirlemek için kan tetkikleri yapılabilir. Ayrıca kanda CEA denilen bir tümör belirteci aranabilir. Bu test kolorektal kanseri olan hastalarda normalden daha yüksek oranda bulunur. Hastalık yayıldıkça oran da artar.
SORU: Kolorektal kanserlerin tedavisi hakkında bilmem gerekenler nelerdir?
Öncelikle tedavi tamamen hastalığın evresine ve hastaya özel planlanmalıdır. Tümörün çapı, yeri, hastalığın evresi, hastanın genel sağlık durumu ve birçok diğer faktör etkilidir. Doğrusu sizin tedavi seçenekleri hakkında bilgili olmanız ve tedaviden önce bazı sorularınıza yanıt almanızdır. Bunlar:
- Hastalığın evresi nedir?
- Tedavi seçenekleri nelerdir? Bana hangisi öneriliyor, neden?
- Bana uygun bir klinik çalışma var mı?
- Her tedaviden beklenmesi gereken sonuçlar nelerdir?
- Her tedavinin olası yan etkileri nelerdir?
- Bu yan etkiler veya komplikasyonlar için neler yapılabilir?
- Tedavi süresince bana düşenler nelerdir?
- Tedavinin ortalama maliyeti nedir?
Hastalar ve yakınları doğal olarak tedavinin etkinliği hakkında endişelidir. Bu konuda ancak çalışmalardan edinilen ortalama etkinlik ve sağ kalım bilgilerini paylaşabiliriz. İstatistiklerin çok sayıda hastadan derlenen ortalama sayılar olduğunu ve hastadan hastaya değişebileceğini asla unutmayın. Bu tahminler hasta özelinde neler olacağını doğrudan göstermezler, sadece fikir verirler.
Hayatta kalma oranları konusunda soru sormak en doğal hakkınızdır. Ancak çoğu zaman biz bu konuda ancak tahminde bulunabiliriz. Konu kanser olunca bazen “iyileşme” yani kür yerine, “düzelme” yani remisyondan bahsederiz. Kanserden tamamen kurtulmak bazı evrelerde mümkün olmayabilir. Ama hastalığın kontrol altında tutulması ya da beklenen yaşam süresinin uzatılması temel hedef olabilir. En ileri tedavilere rağmen bazen hastalığın nüks edebileceğini, yani tekrarlayabileceğini de akılda tutmak gerekir.
SORU: İkinci görüş almalı mıyım?
Kanserde tedavi kararı kompleks bir karardır. Her hastanın bu konuda ikinci görüş alma hakkı vardır. Biz de merkezimizde dış merkez hastalarına ücretsiz olarak ikinci görüş hizmeti sunuyoruz. Hatta bazı sigorta şirketleri ikinci görüşü zorunlu tutarlar, bazıları da hasta talebiyle ikinci görüş ücretini karşılarlar. İkinci görüş için doktor bulmanın birkaç yolu vardır:
- Doktorunuz size kolorektal kanserlerde uzmanlaşmış bir cerrah veya merkezi önerebilir.
- Hasta tavsiyeleri ile veya internet araştırmaları ile uzmanlara ulaşabilirsiniz.
- Kanser tedavisi konusunda uzmanlaşmış merkezlere ulaşabilirsiniz.

SORU: Kolon ve rektum kanserlerinin tedavisinde hangi metodlar vardır?
Kolon rektum kanserleri genellikle cerrahi, kemoterapi ve veya radyoterapiden oluşan kombine bir tedavi gerektirirler. Biyolojik tedaviler, immun tedaviler gibi bazı yeni metodlar da klinik çalışmalarda denenmektedir.
Cerrahi hala kolorektal kanserlerin esas tedavi metodudur ve bazen gereken tek tedavi yöntemi de olabilir. Ameliyat türü tümörün boyutuna ve yerleşim yerine göre değişebilir. Bazı hastalarda barsağın bir kısmının çıkarılması gerekir. Genellikle tümöre yakın lenf bezleri ve çevre sağlam dokunun bir kısmı da çıkarılır. Bu sayede tümörün evrelemesi yapılabilir.
Vakaların çoğunda sağlam barsak uçları birbirine tekrar birleştirilir ve sindirim sisteminin doğal akışı bozulmaz. Eğer bu sağlanamazsa kolostomi denilen bir uygulamaya gidilebilir. Yani barsağın ucu karın duvarına açılan bir deliğe birleştirilir, böylece barsak içeriği kolostomi torbasına boşalmaya başlar. Kolostomi geçici veya kalıcı olabilir.
Geçici kolostomi daha alttaki barsak ya da rektumun iyileşmesine olanak sağlamak için yapılır. Daha sonra ikinci bir ameliyatla kolon ve rektumun sağlam kesimleri birleştirilir ve kolostomi kapatılır. Hastanın barsak fonksiyonları zamanla normale döner. Kolostomiye alışmak zaman alsa da hastaların çoğu normal hayatlarına dönebilmektedir. Bir kolostomi terapisti ve hemşiresi size bu aşamalarda yardımcı olacaktır.
Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlardır. Bazen hastalığın tekrarlamasını önlemek için kolorektal kanser ameliyatlarından önce veya sonra kullanılabilir. Buna adjuvan tedavi adı verilir. Sadece bir ilaç veya bir ilaç grubu verilebilir. Kemoterapi ve radyoterapi bazen ameliyattan önce tümörü küçültmek için de kullanılabilir.
Kemoterapi genellikle seanslar halinde verilir. Antikanser ilaçlar ağız yolundan veya damar yoluyla verilebilir. Sıcak kemoterapi veya HIPEC yönteminde kemoterapi karın boşluğuna da verilebilir. Kemoterapi sistemik bir tedavidir, yani verilen ilaç kan akımıyla vücudun diğer bölgelerine de dağılır. Kemoterapiyle ilgili yanıtını bilmeniz gereken sorular şunlardır:
- Tedavinin amacı nedir?
- Hangi ilaçlar kullanılacaktır, etkileri nedir?
- İlaçların yan etkileri nelerdir, bununla ilgili benim yapabileceğim birşey var mı?
- Tedavi ne kadar sürecek?
Yeni tedavi metodları yolda!
Araştırmacılar kemoterapi ilaçlarının doğrudan tedavi gerektiren alana verilmesi için yöntemler geliştirmeye çalışmaktadır. Örneğin kolorektal kanser karaciğere yayılmışsa, kemoterapi ilacını doğrudan karaviğere enjekte etmek gibi… Bu tedaviye intrahepatik kemoterapi denmektedir. Bildiğiniz gibi, antikanser ilaçların doğrudan karın boşluğuna verilmesine de intraperitoneal kemoterapi denmektedir. Kemoterapi genellikle günübirlik bir işlem olarak hastane ya da kliniklerde yapılabilir. Verilen ilaçlara veya hastanın genel durumuna bağlı olarak bazen kısa süreli yatış da gerekebilir.
Radyoterapi yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin hasara uğratılması ve büyümesinin durdurulması metodudur. Cerrahi gibi radyoterapi de lokal bir tedavidir. Sadece tedavi uygulanan alandaki kanseri etkileyebilir. Radyasyon bazen ameliyattan önce tümörü küçültmek ve çıkarılmasını kolaylaştırmak için kullanılabilir. Sıklıkla da ameliyattan sonra alanda kalmış olabilecek kanser hücrelerini öldürmek amacıyla kullanılır. Bazen de cerrahi olarak çıkarılamayacak tümörlerden kaynaklanan ağrı ve diğer problemleri rahatlatmak için uygulanır. Radyoterapi genellikle seanslar halinde ve ayaktan bir tedavi olarak uygulanır.
Araştırmacılar radyasyon tedavisinin daha etkili verilebilmesi için klinik araştırmalara devam etmektedir. Örneğin tedavinin ameliyattan önce ve sonra kullanılması (sandviç tekniği) veya ameliyat sırasında direk alana verilmesi (intraoperatif rradyasyon) gibi… Aynı zamanda yayılmamış rektal kanserlerde ameliyat yerine tek tedavi olarak kullanılması üzerine de çalışılmaktadır.
Radyasyon tedavisine başlamadan önce cevabını almanız gereken sorular şunlardır:
- Radyasyon nasıl verilecek?
- Radyoterapinin amacı nedir?
- Radyoterapi ne zaman başlayacak ve ne zaman bitecek?
- Tedavi süresince kendim için neler yapabilirim?
Biyolojik tedavi vücudun savunma sisteminin kanser hücrelerine saldırması ve yoketmesine yardım eden yeni bir tedavi şeklidir. Bazı hastalarda biyolojik tedavi ameliyattan sonra kemoterapiyle birlikte kullanılabilir. Biyolojik tedavinin bazı türlerinde hastanede kalınması gerekebilir.
SORU: Kolon ve rektum ameliyatından önce bilmem gerekenler nelerdir?
- Bana nasıl bir ameliyat yapılacak?
- Ameliyattan sonra neler olacak, çok ağrı çekecek miyim, ağrı için ne yapılacak?
- Kolostomi gerekecek mi, kalıcı mı yoksa geçici mi olacak?
- Hastanede ne kadar kalmam gerekiyor?
- Özel bir diyet gerekecek mi, bu eğitimi kim verecek?
- Normal hayatıma ne zaman dönebilirim?
- Ek bir tedaviye gerek olacak mı?
SORU: Tedavinin yan etkileri nelerdir?
Çoğu zaman tedavinin sadece kanser hücrelerini etkileyecek şekilde sınırlanması çok zordur. Sağlıklı doku da tahrip olabileceğinden tedavi bazı istenmeyen etkilere yol açabilir. Kanser tedavisinin yan etkileri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Aynı zamanda tedaviden tedaviye de değişir. Amacımız yan ekileri minimumda tutmaktır. Bu nedenle tedavi sırasında ve sonrasındaki yan etkilerle ilgili sürekli iletişimde kalmalısınız.
Kolorektal kanser tedavisinden sorna düzenli kontrol muayeneleri çok önemlidir. Kanser tümörün köken aldığı yerde veya vücudun başka bir bölgesinde yeniden ortaya çıkabilir. Bu nedenle rutin kontrollerde saptanıp erken tedavi edilmesi zorunludur. Sıklıkla bir kolostomi terapisti size evde ya da hastanede detek olmaya devam edecektir. Bu zorlu süreçte merkez olarak sürekli yanınızda olacağız. Her türlü soru ve sorununuzda bize ulaşmaktan çekinmeyin. Sağlıklı günler dileriz.
Pages
- Anal Kanser Belirtileri
- Anal Kanser Risk Faktörleri
- Anal Kanser Tedavisi
- Anal Kanser Türleri
- Anal Kanser ve Tedavisi
- Anal Kanserin Evreleri
- Anal Kanserin Tanısı Nasıl Konur?
- Hastanemiz
- Hipertermi ve Kanser Tedavisindeki Yeri
- İletişim
- Kolorektal Kanser Belirtileri Nelerdir?
- Kolorektal Kanser Evreleri Nelerdir?
- Kolorektal Kanser Risk Faktörleri
- Kolorektal Kanser Türleri Nelerdir?
- Kolorektal Kanserler
- Peritoneal Karsinomatoz (Karın Duvarına Yayılmış Kanser) Nedir?
- PIPAC (Basınçlı İntraPeritoneal Aerosol Kemoterapi) Tedavisi Nedir?
- Sıcak Kemoterapi (HIPEC) Tedavisi
- Sıcak Kemoterapi Cihazı
- Sıcak Kemoterapi Fiyatları ve Maliyeti Nedir?
- Sıcak Kemoterapi Kimlere Uygulanır?
- Sıcak Kemoterapi Yan Etkileri ve Riskleri Nelerdir?
- Sıcak Kemoterapinin Faydaları
- Sıcak Kemoterapinin Faydalı Olduğu Kanser Türleri Nelerdir?
- Sıcak Kemoterapiyi SGK Karşılıyor mu?